3 Eylül 2008 Çarşamba

Nur Mesnevisinde Gezintiler (IV)

Mesnevi-i Nuriye / Habbe


Şu esâsata dikkat lâzımdır:

1. Allah'a abd olana, herşey musahhardır; olmayana herşey düşmandır.

2. Herşey kaderle takdir edilmiştir. Kısmetine râzı ol ki, rahat edesin.

3. Mülk Allah’ındır; sende emaneten duruyor. O emaneti ibka edip senin için muhafaza edecek. Sende kalırsa, meccânen zâil olur, gider.

4. Devam olmayan birşeyde lezzet yoktur. Sen zâilsin. Dünya da zâildir. Halkın dünyası da zâildir. Kâinatın şu şekl-i hâzırı da zâildir. Bunlar saniye ve dakika ve saat ve gün gibi birbirini takiben zevale gidiyorlar.

5. Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.


İ’lem eyyühe’l-aziz! Sübhanallah, Elhamdü lillah, Allahu ekber-bu üç mukaddes cümlenin faydalarını ve mahall-i istimallerini dinle:

1. Kalbinde hayat bulunan bir insan, kâinata, âleme bakarken, idrâkinden âciz, bilhassa şu boşlukta yapılan İlâhî manevraları görmekle hayretler içinde kalır. İşte bu gibi hayret ve dehşetengiz vaziyetleri, ancak Sübhanallah cümlesinden nebean eden mâ-i zülâli içmekle o hayret ateşi söner.

2. Aynı o insan, gördüğü leziz nimetlerden duyduğu zevkleri izhar etmekle, hamd ünvanı altında in’âmı Mün’imde ve Mün’imi in’amda görmekle idame-i nimet ve tezyid-i lezzet talebinde bulunarak, Elhamdü lillâh cümlesiyle nîmetler definesini bulan adam gibi nefes alıyor.

3. Aynı o insan, mahlûkat-ı acibe ve harekât-ı garîbeden aklının tartamadığı ve zihninin içine alamadığı şeyleri gördüğü zaman, Allahü ekber demekle rahat bulur. Yani, Hâlıkı daha azîm ve daha büyüktür. Onların halk ve tedbirleri kendisine ağır değildir.



İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsan, seyyiatıyla Allah’a zarar vermiş olmuyor. Ancak nefsine zarar eder. Meselâ, hariçte, vâkide ve hakikatte Allah’ın şeriki yoktur ki, onun hizbine girmekle Cenab-ı Hakkın mülküne ve âsârına müdahale edebilsin. Ancak, şeriki zihninde düşünür, boş kafasında yerleştirir. Çünkü, hariçte şerikin yeri yoktur. O halde o kafasız, kendi eliyle kendi evini yıkıyor.


İ’lem eyyühe’l-aziz! Allah’a tevekkül edene Allah kâfidir. Allah, Kâmil-i Mutlak olduğundan, lizatihî mahbubdur. Allah, Mûcid, Vâcibü’l-Vücud olduğundan kurbiyetinde vücut nurları, bu’diyetinde adem zulmetleri vardır. Allah, melce ve mencedir. Kâinattan küsmüş, dünya ziynetinden iğrenmiş, vücudundan bıkmış ruhlara melce ve mence odur. Allah Bâkîdir; âlemin bekası ancak Onun bekasıyladır. Allah Mâliktir; sendeki mülkünü senin için saklamak üzere alıyor. Allah, Ganiyy-i Muğnîdir; herşeyin anahtarı Ondadır. Bir insan Allah’a hâlis bir abd olursa, Allah’ın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur.


İ’lem eyyühe’l-aziz! Aklı başında olan insan, ne dünya umurundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahaza, ebedî ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!


İ’lem eyyühe’l-aziz! Cenab-ı Hakka malûm ve mâruf ünvanıyla bakacak olursan, meçhul ve menkûr olur. Çünkü, bu malûmiyet, örfî bir ülfet, taklidî bir sema’dır. Hakikati ilâm edecek bir ifade de değildir. Maahaza, o ünvanla fehme gelen mânâ, sıfât-ı mutlakayı beraberce alıp zihne ilka edemez. Ancak, Zât-ı Akdesi mülâhaza için bir nevi ünvandır. Amma Cenab-ı Hakka mevcud-u meçhul ünvanıyla bakılırsa, mârufiyet şuâları bir derece tebarüz eder. Ve kâinatta tecellî eden sıfât-ı mutlaka-i muhîta ile, bu mevsufun o ünvandan tulû etmesi ağır gelmez.


İ’lem eyyühe’l-aziz! Esmâ-i Hüsnânın herbirisi ötekileri icmâlen tazammun eder: ziyânın elvan-ı seb’ayı tazammun ettiği gibi. Ve keza, herbirisi ötekilere delil olduğu gibi, onların herbirisine de netice olur. Demek, Esmâ-i Hüsna, mir’at ve ayna gibi birbirini gösteriyor. Binaenaleyh, neticeleri beraber mezkûr kıyaslar gibi veya delilleri beraber neticeler gibi okuması mümkündür.
.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

En çok ilgi görenler

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı