14 Mart 2007 Çarşamba

Nur Mesnevisinde Gezintiler (II)

Ý’lem Eyyühel-Aziz! Dünyada sana ait çok emirler vardýr. Amma ne mahiyetlerinden ve ne akibetlerinden haberin olmuyor. Biri, ceseddir. Evet cesedin genç iken latif, zarif ve güzel gül çiçeðine benzerse de, ihtiyarlýðýnda kuru ve uyuþmuþ kýþ çiçeðine benzer ve tahavvül eder.

Biri de, hayat ve hayvaniyettir. Bunun da sonu ölüm ve zevaldir.

Biri de insaniyettir. Bu ise, zeval ve beka arasýnda mütereddittir. Daim-i Bâki'nin zikri ile muhafazasý lâzýmdýr.

Biri de ömür ve yaþayýþtýr. Bunun da hududu tayin edilmiþtir. Ne ileri ve ne de geri bir adým atýlamaz. Bunun için elem çekme, mahzun olma. Tahammülünden âciz, takatinden hariç olduðun tûl-i emel yükünü yüklenme!

Biri de, vücuddur. Vücud zâten senin mülkün deðildir. Onun mâliki ancak Mâlik-ül Mülk'tür. Ve senden daha ziyade senin vücuduna þefkatlidir. Binaenaleyh Mâlik-i Hakikî'nin daire-i emrinden hariç o vücuda karýþtýðýn zaman zarar vermiþ olursun. (Ümidsizliði intaç eden hýrs gibi.)

Biri de bela ve musibetlerdir. Bunlar zâildir, devamlarý yoktur. Zevalleri düþünülürse, zýdlarý zihne gelir, lezzet verir.

Biri de, sen burada misafirsin ve buradan da diðer bir yere gideceksin. Misafir olan kimse, beraberce getiremediði bir þeye kalbini baðlamaz. Bu menzilden ayrýldýðýn gibi, bu þehirden de çýkacaksýn. Ve keza bu fâni dünyadan da çýkacaksýn. Öyle ise, aziz olarak çýkmaya çalýþ. Vücudunu Mûcidine feda et. Mukabilinde büyük bir fiat alacaksýn. Çünki feda etmediðin takdirde, ya bâd-i heva zâil olur, gider; veya Onun malý olduðundan yine Ona rücu eder.

Eðer vücuduna itimad edersen, ademe düþersin. Çünki ancak vücudun terkiyle vücud bulunabilir. Ve keza vücuduna kýymet vermek fikrinde isen, o vücuddan senin elinde ancak bir nokta kalabilir. Bütün vücudun cihat-ý erbaasýyla ademler içerisinde kalýr. Amma, o noktayý da elinden atarsan vücudun tam manasýyla nurlar içinde kalýr.

Biri de dünyanýn lezzetleridir. Bu ise, kýsmete baðlýdýr. Talebinde kalâka düþer. Ve sür'at-i zevali itibariyle aklý baþýnda olan onlarý kalbine alýp kýymet vermez.
Dünyanýn akibeti ne olursa olsun, lezaizi terketmek evlâdýr. Çünki akibetin ya saadettir, saadet ise þu fâni lezaizin terkiyle olur. Veya þekavettir. Ölüm ve idam intizarýnda bulunan bir adam, sehpanýn tezyin ve süslendirilmesinden zevk ve lezzet alabilir mi? Dünyasýnýn akibetini küfür saikasýyla adem-i mutlak olduðunu tevehhüm eden adam için de, terk-i lezaiz evlâdýr. Çünki o lezaizin zevaliyle vukua gelen hususî ve mukayyed ademlerden adem-i mutlakýn elîm elemleri her dakikada hissediliyor. Bu gibi lezzetler, o elemlere galebe edemez.


Kaynak: Mesnevi-i Nuriye, Habbe

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

En çok ilgi görenler

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı